Pil üreticisi Duracell, pandemi döneminde hayata geçirdiği uzaktan çalışma modeliyle, iş dünyasında öncülük ettiği konulara bir yenisini daha ekledi.
Covid 19’un Türkiye’de tespit edilmesinin ardından Duracell, çalışanlarının sağlığını korumak üzere, 16 Mart 2020 itibariyle uzaktan çalışma sistemine geçti. Şirketteki tüm operasyon çevrim içine taşındı.
Çalışanlarla Nabız Yoklama Araştırmaları
Evden çalışılan süre içerisinde tüm çalışanlar, global düzeyde düzenli aralıklarla nabız yoklama anketlerine katıldı. Ankete katılan çalışanların %95’i, uzaktan çalıştıklarında eşit derecede veya daha verimli olduklarını söylerken, haftada bir veya iki kez yüz yüze görüşmenin önemli olduğunu belirtti. Ayrıca, bu yeni modelin, çalışanların üretkenliğini olumlu etkilerken, onların aileleriyle daha fazla zaman geçirmesini sağladığı ve çalışanların performansını artırdığı tespit edildi.
“Future of Work” Hayata Geçti
Duracell, evden çalışma uygulamasının verdiği olumlu sonuçları değerlendirerek, mayıs ayında global olarak radikal bir karar aldı ve Future of Work projesini duyurdu. Proje kapsamında Duracell çalışanları, kalıcı bir değişiklikle tamamen esnek bir çalışma düzenine geçti. Bu esnek çalışma düzeni, ekip verimliliğini artırdığı sürece çalışanların evden veya istedikleri her yerden çalışmasına olanak tanıyor. Böylece çalışanlar, istedikleri yerden çalışabilecek. Fiziksel katılımın uzaktan etkileşime kıyasla daha fazla değer yarattığı durumlarda çalışanların toplantılara katılması için özel dizayn edilmiş, kişiye özel masaların olmadığı Ataşehir’deki genel merkezde fiziksel toplantılara katılmak mümkün olabilecek. Bunun yanında hazır ofis çözümü sunan bir şirketle yapılan anlaşma kapsamında da çalışanlar İstanbul genelinde 10 farklı konumda bulunan ortak çalışma ofislerinden faydalanabilecek. Ulaşım süresi gibi verimliliği azaltan etkenleri ortadan kaldıran bu model, çalışanların iş ve özel yaşam arasında sağlıklı bir denge kurmasına destek olacak.
Duracell Türkiye’den Yeni Model
Duracell, tüm çalışanlarının ofis konforunu ve üretkenliğini evlerinde de yaşayabilmeleri ve sürekli bağlantıda kalabilmeleri için, zaten mevcut olan laptop ve şirket cep telefonunun yanında, ergonomik masa, sandalye, kilitli dolap, ayaklık, monitör, internet, fanlı laptop stand’ı, kulaklık gibi ihtiyaçları da temin etti. Yeni çalışma modelinde, ekip çalışması ve etkileşim sağlamak için ortak çalışma saatleri belirlenirken, çalışanlara, iş yoğunluklarına göre zaman yönetimi özgürlüğü tanındı. Duracell Türkiye, Türkiye’de esnek çalışma kültürünü kalıcı olarak uygulayan ilk şirketlerden biri olmakla kalmayıp, aynı zamanda Duracell’in tüm ülke birimleri arasında bu yeni modele geçen ilk ülke oldu.
Sinanoğlu: “Esnek Çalışma Kültürünü Adapte Ettik”
Duracell Türkiye Genel Müdürü M. Kerem Sinanoğlu da pandeminin iş hayatına olan etkilerini değerlendirerek uzaktan çalışma konusunda hızla aksiyon aldıklarını belirterek şunları söyledi:
“Çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği en büyük önceliğimiz olduğu için 16 Mart itibariyle tüm operasyonlarımızı online ortama taşımış, evden çalışmaya başlamıştık. Mayıs ayında Duracell olarak hayata geçirdiğimiz Future of Work projesi ile de kalıcı olarak esnek çalışmaya geçtik. Bu süreçte şirket olarak yeni çalışma hayatının gerekliliklerine hızla yanıt vermek ve değişimi yönetmek konusundaki yetkinliklerimizi kullandık. Esnek çalışma kültürü çalışanlarımızın motivasyon ve verimliliğini olumlu yönde etkiledi. İş-yaşam dengesine büyük katkı sağladı. Biz de merkezine Güven’i koyarak inşa ettiğimiz yeni iş modelimizi sürekli hale getirmeye karar verdik. Çalışana duyulan güvenle başlayan süreç beraberinde esnekliği, üretkenliği, kısıtlı lokasyonlardan bağımsız hareket edebilmeyi ve kaynakları akıllı kullanma olanağını beraberinde getiriyor. Çalışanlarımız trafikte geçirdikleri zamanın yerine sporu koyabiliyor, ailelerine ve kendilerine daha çok vakit ayırabiliyor. Teknolojik inovasyonlarımızla olduğu gibi, yeni iş yapış şekillerine uygun olarak hayata geçirdiğimiz çalışma modeliyle de iş dünyasına öncülük etmekten büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz.”